Bugün, işlerimi halletmek için Edremit merkeze gittim. Yolda giderken, herhalde ilk defa geçtiğim kavşakta ilerlerken, ışığın bana yeşil yandığını gördüm. Ancak belli belirsiz gördüğüm için temkinli bir şekilde arabayı sürdüm. Tam o anda kendisine kırmızı yanan adam gaza basıp geçmeye kalkınca tereddüt ettim geri durdum. Adama yol vermiş gibi oldum aslında. Neyse tam göbekten döndüm tekrar trafik lambalarında beklemeye başladım. O sırada yanımda duran arabanın şoförü atarlı atarlı konuşurken bana işaret etti. Bende camı açtım, bir an arabada bir şey var herhalde beni uyaracak diye düşünürken adam ” Işık bize yeşil yanarken niye o adama yol verdin. Bak senin yüzünden kırmızıya takıldık.” demesin mi.. Ben de elimi havaya kaldırıp “kardeşim sen ne saçmalıyorsun adama mı çarpsaydım!!!” diye bağırmaya başladım. Bu arabada arabanın tüm koltukları doluydu. Arka koltuktaki kadın adama bir şeyler söylerken ben de adama ağzının payını vermekle meşguldüm. Neyseki kazasız ve olaysız bir şekilde olay mahallinden ayrıldım.

Geçen gün de İstanbul’a kayınvalidelere kalmaya gittik. Malum damat oldum ve ilk kalmalı ziyaretimi gerçekleştirmenin heyecanı ve stresi içinde (../*-)evin kapısından girdik. Hoş geldiniz, beş gittiniz vs. derken ilk gecemizi geçirdik. Ertesi gün yemek masasında otururken kayınpeder ansızın kükrercesine atarlanmaya başladı. Dedim aman bir cinnet anı geçiriyor herhalde lakin kendisi bir anda sakinleşti. “Nen var, ne oldu böyle celallendin, hangimize atar yapıyorsun diye” sormak istedim Karımın sert bakışlarını görünce “dur şimdi, olay çıkmasın” diyerekten başımızı önüme eğmedim tabi. Enseyi karartmak yok :)))) Neyseki kayınpederim kısa sürede standby moduna geçti. O hafta sonu olan birçok olaya garip bir sükunet ile yaklaşmış olmama rağmen dönüşte karıma pek bir ekşidim onu söyleyebilirim.

Birtane daha. Dışardan iş yaptığım firmanın başlarda pek bir ilgili sonralarında ise pek bir hırçınlaşan IK Sorumlusunu telefonla aradım. Çok minnoş gözüken bir karım olsada evlendikten sonra çevremdeki kadınlarla ilişkilerimde pek bir atışma çatışma yaşamaya başladım. Bu olayın sorumlusunu karım yapıp kendisini gömüyor muyum diye düşünebilirsiniz lakin düşündüm taşındım aklım bu kadarına erdi. (HAHAHAHA) Soracağım kendisine bakalım ne cevap verecek. Konuya geri dönüyorum. Daha fazla iş almak için Edremit’te ikinci adres göstermek istiyorum. Ne dersiniz diye sordum. “Aman siz ne yaparsanız yapın, hangi adresi isterseniz gösterelim…” tarzında bir cümle duydum. Tabi ben bir bozul. Neyse o gündür bugündür kendisi telefonlarıma çıkmaz oldu, şimdi de maillerime de geri dönmemeye başladı. Aslında ben bu kadının bana niye atarlandığının sebebini anlayamadım. Bir konuşabilsem soracağım kendisine. Böyle sorunca da “… bir şey olmadı, siz alınganlık ediyorsunuz” cevabı alıyorum ya, işte o an saçlarımı oracıkta yolasım geliyor.

Son birtane daha. Geçtiğimiz hafta eşim Yeşim ile ben bir büyüğümüzü ofisinde ziyaret ettik. Merhaba, hoş geldiniz ve ne içerdiniz vb. konuşmalarından sonra kendisinden ricada bulunduğum bir konu vardı detaylarını konuştuk. Görüşme sonrasında ise Assos tarafında manzara izlemeye gidecektik. Her neyse kendisinden izin istedik hatta kendisini de davet ettik. Yaşı nedeniyle ve kızının evini taşıkları gerekçesi ile katılamayacağını, kendilerinin de buralara gittiğini söyledi. Güneş iyice batmaya başlamıştı ki bir yandan da gözüm saatte. Bir 10 dakika kadar havadan sudan konuştuk, kalkmak için atağa kalktım ve tam odadan çıkarken üstad “Biraz daha otursaydınız sizi yemeğe davet etmek zorunda kalacaktım. ” diye atarlanmasın mı. Daha fazla yolunacak saçım kalmaması nedeniyle saçma sapan bir gülümseme ile mekandan ayrıldık. Bu son zamanlardaki en traji komik yaşadığım durumlardan biriydi.

Bu tarz olaylar benim başıma mı geliyor diye düşünmeye başladım son zamanlarda. Kendimce insanlara nezaket içinde yaklaştığımı, iyi niyetli ve yardımsever şekilde davrandığımı düşünüyorum. Acaba içimde benim bilmediğim bir canavar var ve insanlar bunu görüp, korkup benden mi kaçıyorlar? Eğer böyleyse içime kaçan bu canavarı nasıl çıkaracağım bir bilen varsa lütfen yorum yazsın.

Soruyorum şimdi size. Toplumsal olarak cinnet mi geçiriyoruz. Acaba trafikteki adam kendileri için uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle telaş içindemiydi? Ya da yemekteki kayınpederim sohbet sırasında duygusal bir heyezan mı yaşamıştı küçükçaplı? Ya IK Sorumlusu bayan benim kendisini arayıp sorularım sormamdan rahatsız olup kendince çıkarımlar yapmaya mı başlamıştı? En çok bu durumlardaki gerçek cevapları öğrenmek istiyorum. Çünkü bu cevaplardan kendi gerçeğimi anlayabilir ve kendi kör noktalarımı yakalayabilirim. Sizlerden, bu tarz geri bildirimleri karşımızdakine nezaketle yapmanızı insanlık namına rica ediyorum. Günün sonunda hepimiz iki kolu, bacağı, burnu veeeee vicdanı olan varlıklarız. Bu atarlanmaların sonunda vicdanımız sızladıkça kendimize olan kızgınlığımız ve öfkemiz de artıyor. Öykümüzü oyuna dönüştürüp kalbimizi karatmanın hiç alemi yok.

Sevgi ve saygılarımla,