Çocukluk yıllarımda babamdan öğrendiğim ve aklımdan kalan nasihat, “Bir dağın yer değiştirdiğine inan ama bir insanın huy değiştirdiğine inanma!!!” idi. Birçok kahvaltı sofrasında bu tembihi aldım. Malum o dönemlerde Sünger Bobo misali her söylenileni doğru kabu edip inanma yaşlarımdaydım. Yaşadığım deneyimlerden zarar görmeye başladığım ve bu sefer de çuvaldızı kendime batırsam dediğim zamanlarda kendi yapıp ettikleriminden dolayı başıma çok dert açtığımı fark etmeye başladım. Ne zaman ki farklı tepkiler geliştirmek istediğimde içinde büyük bir stres belirdiğini fark ettim. Bir taraftan hayatımda otorite kabul ettiğim kişinin söylediğinin zıttını yapmanın getirdiği stresi yaşarken, bir taraftan da kendimi nasıl değiştireceğimi tam olarak bilmediğimi fark ettim. Açıkçası bu değişikliğin olmasını sağlarken ilk başlarda hal ve tavırlarımı değiştirdiğimi, bir sonraki aşamada ise sevilmek ve kabul edilme isteğimle daha fazla tavizkar olmaya başladığımı şimdilerde daha iyi fark edebiliyorum.

İşte bugün size huy değiştirmenin ne demek olduğunu anlatacağım. İşin sırrı düşüncelerimizi değiştirmekten geçiyor. Çünkü düşünceler duyguları, duygular davranışları, ki burada huy değişimi dediğimiz noktadayız, davranışlar ise sonucu yani kaderimizi belirler. Peki nasıl değiştireceğimizi bu düşüncelerimizi? “…yıllardır buna benzer şeyleri duyuyorum, ancak birşey değişmiyor” dediğinizi duyar gibiyim. İşte size cevabı. Düşüncelerimizi değiştirmemizin yolu bakış açımızı değiştirmekten geçmektedir.

Hayatımın herhangi bir alanından memnun değilsem artık biliyorum ki bu konudaki bakış açımı değiştirmeye ihtiyacım var. Bunu da bu alanda yeni bilgiler öğrenerek gerçekleştirebilirim. Özellikle bizden daha önceden yaşamız kişileri benzer durumlarla karşılaştıklarında bulduğu çözümleri hayatımıza transfer ederek yaşamımızda binlece yaşamın bilgisinden faydanalabiliriz.

Bu süreçte öğrendiğim bilgilerin bana az tesir ettiğini farkettim. Başta belli bir yaştayım artık kafam almıyor diye düşünmüştüm. Ancak aldığım eğitimde insanların dış dünyadan aldığı bilgileri, bilinçli  beynimin öğrenme ve hatırlama kapasitesi nedeniyle belli filtrelerden geçerek aldığımı öğrendim. Bunun sonucu olarak yaşam süremiz içinde alışkanlıklarımız, eğilimlerimiz ve bakış açımız nedeniyle filtrelerimizi kalınlaşmaktadır. Bu kalınlaşma ise egomuzun değişime olan olan direncinden beşlenmektedir. İşte bu durumun egomun sürekli kendini koruma isteğinden kaynaklandığını ve bakış açımı değiştirecek konulardaki yeni bilgileri kısa sürede öğrenemediğimi fark ettim. Bu problemi ise uzun süreli ve periyodik tekrarlar yaparak aşabileceğimi anladım. Ne yaparsam yapıyım değişemiyorum değimiz zamanlarda, bakış açımızı değiştirecek bilgileri öğrenme aşamasında, daha inatçı davranarak daha fazla tekrar yapıyorum.

Bu dünyaya gelirken birçok özellikle dünyaya geliyoruz. Tekiz ve dünyada bir tane daha eşimiz yok. Anne ve babamızdan aldığım genler sonucu farklı beden şekilleri, karakteristik özellikler ve yeteneklerle dünyaya geliyoruz. Bu dünyaya gelirken ailemizi, doğduğumuz ülkeyi seçemiyoruz. Hayatımızın ilk yıllarında ne düşüneceğimizi bile bilinçli olarak seçemiyoruz. Bunları değiştirmemiz mümkün değil. Enerjimizi bunları değiştirmek için uğraşarak zamanımızı ve enerjimizi harcamaktan vazgeçelim. Doğru bir bakış açısıyla, daha mutlu ve başarılı olmak için bakış açımızı değiştirebileceğimizi, düşüncelerimizin yalnızca bize ait olduğunu, memnun olmadığımız düşüncelerimizi emek vererek değiştireceğimizi bilelim. Hatırlatmak isterim;

Yeni bakış açıları kazanmamız, yeni davranışlar geliştirmemizi sağlayacaktır. Bizim daha mutlu ve başarılı olmamız, daha doyumlu bir hayat sürmemiz ise  işte bu davranışlarımızın sonuçlarına bağlıdır.   

Sevgi ve saygılarımla

ÖDEV

  1. Hayatının hangi alanlarından memnun değilsin?

…………………………………………………………………………………………………………………………

  • Çocukluğunda kendini yolunu çizmek istediğin de sana kim(ler) müdahele etti ve sana neler söylendi?

…………………………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………………………

  • Hayatının iş, sağlık, para, aile, kişisel gelişim alanlarının her birinde  memnun olmadığın koşullarını değiştirecek 3 hedef belirle. Bu hedeflere ulaşmanı sağlayacak 3’er aksiyon tespit et. Her hafta bir alan üzerindeki hedeflerini gerçekleştir.

4 hafta sonra yaşadığın değişimleri gör. Bu değişimlerini istersen podcastimize konuk olarak kendin paylaş istersen yorumlarda paylaş.

OKUYUCUYA NOT: Hedeflerini kendi değer, yetenek ve ihtiyaçlarına (isteklerimiz değil dikkatini çekerim) yönelik belirlediğinde, bu hedeflere ulaşmak için daha istekli olacağını, enerjinin bol, titreşimlerinin yüksek olacağını garanti ederim. Burada DISC vb. kişilik testlerini kullanarak kısa sürede kendinle ilgili birçok detaylı analize ulaşabilirsin. Öncelikle bu tarz bir çalışmanın sonunda ulaştığın her bir hedef, senin değerlilik ve yeterlilik duygunu güçlendirecektir. Bu süreçte ulaştığın şey hedefin veya bu konudaki geri bildirimler olabilir. Geri bildirimleri kullanarak yeni metodlar belirleyebileceğini ve yeni bir zaman planlaması yaparak bu hedeflerine ulaşabileceğini hatırlatırım. Bu bakış açısıyla BAŞARISIZLIK diye bir şey olmadığı sürprizini sana vermek isterim. Bu tarz bir yaşam tarzına sahip kişiler depresyona girmezler. Çünkü depresyonun en basit tedavisi, insanın kendisini hayatının bir parçasında değerli ve yeterli hissetmesi ile başlıyor. Bu konuda Nil Gün’in kitap ve cd’lerinden fazlasıyla faydalandım.

Paylaştığım bu şarkı gibi 80’ler, 90’lar ve günümüzün en çok sevilen şarkılarını her gün Kisstanbul Radio‘da çalıyoruz.