Yaşamında, neyi niçin yaptığını bilmeden, kendini debelenip dururken buluyor musun? Her gün bitmek bilmeyen bir enerji ile işlerinin daha iyi olacağını umarak çalışmana rağmen, en ufak bir olumsuzluk karşısında dünyanın başına yıkıldığını hissediyor musun? Yaşamındaki diğer insanların hayatını senden daha renkli ve istekli yaşadıklarını gördüğünde, “Ben nerede yanlış yapıyorum” diye kendi kendine sorup özendiğin oluyor mu?

Bu ve benzeri soruları arttırarak, “Aaa, tam da benim durumumu anlatıyor” deyişini gözümde canlandırabiliyorum. Burada üzerinde durduğum şey, bu soruların her birine cevap verirken içimizde oluşan derin düşünce… “Yaşamakta olduğum hayatı sürdürmemi sağlayan enerjim az ve titreşimi zayıf. En ufak engelde kendimi öfkelenirken ve bırakıp gitmek isterken buluyorum.

Konuyu daha derinlemesine açalım. Hayatımızdaki seçimleri, hedeflerimize ulaşmak için yaparız. Bu hedeflerin netliği, ölçülebilir olması, yaşam amacımızla ilintili olması vb. özelliklere sahip olması hedeflerimize ulaşabilmemiz açısından hayati öneme sahiptir. Başarılı olmamızın yolu hedeflerimizin olması ve bu hedeflere ulaşmamız dan geçiyor. Peki kendi hedefim sandığın hedeflerin, sana dayatılan hedefler olduğunu hiç düşündün mü? Daha da ileri gideyim, sana dayatılan bu hedefleri, senin özün tarafından benimsenmemesi nedeniyle hayata geçiremediğinin farkında mısın? Her yıl defterine yazdığın ve “bu sene ne yapıp edip bu hedeflerimi gerçekleştireceğim” dediğin senelik hedeflerinin birçoğunun, sana hoş gözüken bir yaşam tarzının unsurlarını taşıdığını düşünüyorum. Benim ne amacım ne de belirlediğim hedeflerim var diyorsan sana, illaki yaşamak için belli bir inancını gerçekleştirmek zorunda olan varlıklar olduğumuzu hatırlatırım. Yani, muhakkak bir amacın ve buna ulaşmak için bilinçsizce de olsa belirlediğin hedeflerin vardır. Burada önemli olan gizli kalmış, aslında egona içten içe haz veren bu zehirleyici hedeflerin farkına varmak, onları temizlemek ve senin gerçek hedeflerine ulaşmanı sağlayacak yani işine yarayan eylemlerle yoluna devam etmektir. İşte kısaca BAŞARI OLMA’yı bu şekilde özetleyebilirim.

Şimdi defterimize yazdığımız hedeflerimize bir göz atalım. Kariyer, para, sağlık, yaşam sitili, aile, ilişkiler, kişisel gelişim vb. kategorilerde bu yıl için belirlediğin yeni hedefler koyduğunu düşünelim. Ancak bu hedeflerin köklerinin nereye dayandığına dikkatlice bakmanı rica ediyorum. Bu hedefleri belirlemede annen, baban veya hayatında anne-babanın yerine koyduğun dominant kişilerden mi etkileniyorsun? Sevgilin, kocan kısacası hayatındaki otorite olarak kabul ettiğin kimlerse. Bu noktada biraz daha derinlemesini düşünmeni istiyorum. Burada hayatının kaptanının kim(ler) olduğu konusundan güçlü ipuçları elde edebilirsin. Çoğunlukla bu kişilerin bizden beklentilerini karşılamaya yönelik hedefler belirleme hatasına düşebiliyoruz. Nasıl bir yaşam tarzın olması gerektiğinden nasıl tatil yapacağına kadar uzanan bir “İstenen Sen” listesi. Tabi hayatında bu beklentileri karşılayamadığında, o kişinin sevgisini, ilgisini kaybetme korkusu ve yaşamını kaplamış endişeli bir ruh hali. (Çoğu zamanda ebebeynlerin anne baba hakkı altında bu kozu sonuna kadar kullandıklarını gözlemliyorum. Acaba benim anne-baba olduğunda anlayacağımı çemkirdikleri durumu kısaca bu şekilde özetleyebilir miyim:-))

Bu şekilde el freni çekilmiş bir aracın gaz pedalına basar gibi patinaj yaptığımız, yaşamımızdaki sonuçlardan memnun olmadığımızda ise başkalarını suçlamaya başladığımız bu anları çok değerli buluyorum. Bu noktada tam da kayışları yaktım derken şunu farketmeni rica ediyorum. Tüm bu yaşadığın sarmalın sebebinin, kendini, yaşamındaki öncelikler listende bilmem kaçıncı sıraya koymandan kaynaklandığını söylüyorum sana. Biz buna ÖZSAYGI diyoruz. Kendimizi olduğumuz gibi kabul edip sevdiğimizin göstergesi, öncelikler listende kaçıncı sırada olduğundur. Bunu bencillikten ayıran şey, kendini ve yaşamında kızgın olduğun kişilerle yaşadığın olayları yeni bir çerçeveden değerlendirerek affetmeyi seçmendir. Affetmeye başladıkça, gerçek seni anlamaya başlamak için kalbinin sesini duymaya başlayacaksın. İyide ben ne istediğimi bilmiyorum, ben artık kendim miyim ondan da emin değilim dediğin bu noktada kaygılarından kalbinin sesini dinleyerek kurtulacaksın. Şimdi öncelikler listende kaçıncı sırada olduğunu belirlemek ister misin?

Sonraki Bölüm: Kimin için yaşıyorum?

OKUYUCUYA NOT: Hedeflerini kendi değer, yetenek ve ihtiyaçlarına (isteklerimiz değil dikkatini çekerim) yönelik belirlediğinde, bu hedeflere ulaşmak için daha istekli olacağını, enerjinin bol, titreşimlerinin yüksek olacağını garanti ederim. Burada DISC vb. kişilik testlerini kullanarak kısa sürede kendinle ilgili birçok detaylı analize ulaşabilirsin. Öncelikle bu tarz bir çalışmanın sonunda ulaştığın her bir hedef, senin değerlilik ve yeterlilik duygunu güçlendirecektir. Bu süreçte ulaştığın şey hedefin veya bu konudaki geri bildirimler olabilir. Geri bildirimleri kullanarak yeni metodlar belirleyebileceğini ve yeni bir zaman planlaması yaparak bu hedeflerine ulaşabileceğini hatırlatırım. Bu bakış açısıyla BAŞARISIZLIK diye bir şey olmadığı sürprizini sana vermek isterim. Bu tarz bir yaşam tarzına sahip kişiler depresyona girmezler. Çünkü depresyonun en basit tedavisi, insanın kendisini hayatının bir parçasında değerli ve yeterli hissetmesi ile başlıyor. Bu konuda Nil Gün’in kitap ve cd’lerinden fazlasıyla faydalandım.