Hepimiz mutlu olmak istiyoruz; mutlu olmak istemeyen yoktur herhalde. Diğer yandan; mutluluğu herkes farklı tarif edebilir; kimisinin tarifi belki daha çok huzur ağırlıklı olacaktır; bazıları keyif almayı ön plana çıkarabilir ya da kimilerimiz için mutlu olmak başarılı olmakla ilintilidir.

Her ne şekilde tarif ediyor olursak olalım kendi tarifimiz üzerinden mutluluğumuzu günlük olarak ölçebiliriz; bu sayede mutluluk tarifimize uygun bir hayat yaşayıp yaşamadığımızı görüp bazı önlemler alabiliriz belki.

Tarif nasıl kişiden kişiye değişiyorsa, mutluluğa ulaşmak için yapabileceklerimiz de değişiyor. Ben mutluluğu kısmen neşeli ve keyifli olmaya ve iyi hissetmeye bağlıyorum, kısmen de bir anlam arayışı ile bağdaştırıyorum. Mutlu olduğunu düşündüğüm insanlarla birlikte olduğumda da mutluluk seviyemin arttığını gözlemliyorum.

Çevrenizde mutlu olduğunu düşündüğünüz kimler var; bu insanlarla istediğiniz sıklıkta zaman geçirebiliyor musunuz; hani bazı kişiler vardır yanlarına gittiğinizde mutlulukları size de bulaşır, işte bu insanların değerlerini bilin ve onlarla zaman geçirin lütfen.

Mutluluğu bazen de bulunduğum yerler ile ilişkilendiririm; gittiğimde ve hatta gitmeyi düşündüğümde mutlu olduğum yerler vardır; bunlar bazen deniz kıyısında yerlerdir bazen de doğanın kucağında ağaçlara sarılıp yeşile doyabileceğim yerler. Sizin de böyle her gittiğinizde kendinizi mutlu hissettiğiniz yerler var ise lütfen daha fazla uğramaya çalışın.

Hepsinin ötesinde mutluluk bence kişinin kendisi ile kurduğu ilişkiden kaynaklanır. En çok kendimizle zaman geçiriyoruz ve düşüncelerimiz aracılığı ile kendimizle konuşuyoruz. Eskiden izlediğim bir filmde filmin kahramanı “tatile geldim ama hiç mutlu değilim çünkü kendimi de getirmek zorunda kaldım” diyordu. Kendinizi her yere götürmek zorunda olduğunuza göre kendinizle iyi bir ilişki kurmak gerçekten çok önemli.

Bir de mutluluğu gerçekçi bir şekilde tarif etmek önemli; mutlu olmak her zaman her şart altında çok iyi hissetmek demek değildir; mutluluk yaşadığımız bütün duyguları kucaklayabilmekte gizli biraz da.

Bu konuda yazmaya devam edeceğim.

Şimdilik sevgi ile kalın.

Mert ÇUHADAROĞLU