Bugün arabada dinlediğim sesli kitapta, küçük bir çocuğun, attığı kartopunun yanlışlıkla bir kadına çarpması sonucu nasıl azarlandığının hikayesini dinledim. Hikayenin sonunda gözlerim doldu ve o kadını bulsam iki kaşık suda boğabilirdim. Bitch!!!!!
Çocuk yaşta kendimiz olduğumuzda, mutsuz ve sevgisiz insanların bize nasıl suçluluk hissettiren tepkiler verdiği ile ilgili bir hikayenin kahramanıydı bu çocuk. Çocuğun bu olay sonrasında, “korkma birşey yok sıkma canını” diyecek bir ses beklerken, onu bu yaptığından dolayı azarlayan, suçluluk duyuracak tavırda davranılması ile hayal kırıklığı yaşamasından dolayı gözlerim doldu. Hikayenin sonunda bu kadının zihniyetinin; ne kadar çok azarlarsam ve suçluluk duyuyorsam onu o kadar terbiye ederim olduğunu öğrendim.

Kendisini ve diğerlerini iyi hissettirecek şeyler yapmayan insanlar sonunda mutsuz ve sevgisiz insanlara dönüşüyorlar. Kendi çocukluğunda veya hayatının ilerleyen yaşlarında bu tarz despotça davranışa maruz kalan bir yetişkinlerin, aynı deneyimi başka çocuklara yaşatması suçtur. Kanun koyucuların çocuklar için çıkaracağı özel bir yasayla çocukları korunmaya alınmasına öncelik vermesi gerektiğini düşünüyorum. Çocukluk yaşlarımızda özsaygımızın gelişmesi, sevme ve sevilme ihtiyacımızın karşılanmasının yetişkin hayatımızda mutlu ve başarılı olmamızdaki katkısını öğrenmeye, öğretmeye ihtiyacımız var. Diğer yandan buna benzer olumsuz duygularımı başkalarına yaşatacak şekilde davranıp davranmadığımı sorgularken içimi sızlatan birkaç anım canlanıverdi gözlerimde. Kendini sevmenin en kısa yolunun kendimizi iyi hissettirecek şeyleri yapmaktan geçtiğini öğrendiğimde bu kadın gibi davrandığım insanları düşündüm. Önce kendime sonra anneme, babama, kardeşime, eşime, yakın arkadaşlarıma olan bazı davranışlarımı gözlemlediğimde o anlarda sevgimin ne kadar az olduğunu derinden hissettim. Koşullu sevdiğimi farkına vardığımda ise hepten bir tuhaflaştım. İçimizdeki kırgın, korku dolu, utanç içindeki yalnız çocukların yetişkinliklerinde içlerindeki nefret ve kızgınlık duygularıyla başımıza ne belalar açtığını hepimiz yaşıyoruz.

Bugün bu durumda olduğumuzu hissediyorsak iyileşmemiz için ne yapabiliriz diye soranlara birkaç önerim var. Bu yaşlarda yaşadığımız olumsuz deneyimler sonrasında yaşam mücadelemize devam edebilmemiz için şemalar geliştiriyoruz. 11 temel şemanın, hangi çarpıtılmış bakış açılarımızla nasıl oluştuğu, bizi hayatta nasıl tuttuğu ve yetişkinlik yaşamımızda bu şemaların etkisinden kurtularak nasıl özgürleşeceğimiz hakkında bilgi sahibi olabiliriz.

Sevgi ve Saygılarımla