Bu ayki yazımın başlığını özellikle sabırlı olmak olarak seçtim çünkü sabır olmadan başarının gelmeyeceğini düşünüyorum. Yaratıcılık ve disiplin elbette önemli, diğer yandan sabır olmadan onlar bile bir yere kadar getirebiliyor insanı.
Bu ay web sitemdeki 1.100. yazıyı yayınladım; bu benim için büyük bir mutluluk. Yılda ortalama 200 yeni yazı ve her yıl için bir kitap. Beşinci kitabım geçen Cuma günü yayımlandı, altıncı kitabın düzeltmeleri üzerinde çalışıyoruz ve muhtemelen Ağustos ayına yetiştiririz.
Konumuza dönecek olursak; sabırlı olmanın öğrenilebilir bir beceri olduğunu düşünüyorum. Bu arada sabrı tarif etmem lazım, bana göre sabır oturarak bir şeyin olmasını beklemek değil, tam tersine bizi hedefimize götürecek eylemleri yaparken sonuçlar konusunda acele etmemek. Hem eylemde olmak hem de beklemek, ikisini aynı anda yapabilmek. Sabırsız bir şekilde sabırlı olabilmek de diyebiliriz.
Sabırla beklemenin ne olduğunu bilmiyorum demiştim yıllar önce Bilge’ye; O da bana “o zaman eğlenerek bekle” diye cevap vermişti, şimdi anlıyorum ne demek istediğini, çünkü bir şeyin olmasını beklerken endişe içinde kendimizi yiyip bitirmek gerçekten hiçbir işe
yaramıyor.
Şu an gerçekleşmesini beklediğiniz bir şeyler varsa lütfen onlara doğru bir adım daha atın ve beklerken ilerlemeye devam edin. Yıllardır öyle yapıyorum, isteklerimin hepsi değil ama çoğu gerçek oluyor, tam olarak istediğim şekilde olmasa bile benzer şekilde, istediğim tarihte olmasa bile bir yıl sonra… Olsun, varsın öyle olsun, olmayanlar için de hayırlısı böyleymiş demeyi öğrenmek gerekiyor.
Sabır hem eylemlerle beklemek anlamında aktif bir duruş, hem de hayatı çok fazla zorlamamak anlamında bir bilgeliği de içinde barındırıyor. Ne zaman vazgeçeceğimizi ve ne zaman daha fazla çaba göstereceğimizi bilmek gerekiyor.
Sabreden, çalışan ve umudunu koruyan derviş muradına ermiş.
Sevgi ile kalın.
Mert Çuhadaroğlu