Yürüyüş yapmayı, düşünmeyi ve sonra notlar almayı çok seviyorum. Bu notların bir kısmı okuduğunuz yazılara, bir kısmı ise kitaplarıma dönüşüyor. Düşüncelerimizle ve yazdıklarımızla belli ölçülerde geleceğimize yön verdiğimizi düşünüyorum. Bu nedenle olabildiğince düşüncelerimi seçmeye gayret ediyorum. Yürüyüşlerim sırasında yolun belli bir bölümünde kısa vadeli geleceğime odaklanıyorum ve kendime şunu soruyorum, bu hafta harika geçecek olsaydı nasıl gelişmeler olabilirdi?
Bunu keyifli bir oyuna çevirdiğim bile söylenebilir; bugün harika bir gün olsa neler olmasını isterdim, bu haftayı çok güzel yapacak gelişmeler neler olabilir diye düşünüyorum, aklımda kalanları da eve gelince not alıyorum. İlginç bir şekilde daha sonra notlarıma geri döndüğümde düşünmüş ve yazmış olduklarımın yüzde yetmişinin veya sekseninin gerçekleşmiş olduğunu görüyorum. Bazen bir haftadan daha fazla zaman alıyor ama varsın öyle olsun. Geçenlerde çok istediğim başka bir şey daha oldu, bir baktım bir yıl önce bugünlerde yazmışım 🙂 .
Buna Türkçede “çağırmak” diyoruz veya kırk kere düşünürsen olur da diyebiliriz, güzel şeyleri düşündüğümüzde güzel şeyleri hayatımıza davet etmiş oluyoruz. Bu arada şunu da ilave edeyim, sadece düşünmekle olmuyor elbette, yapılması gerekenleri de yapıyorum.
Geleceği düşündüğümüzde bize kaygı veren konuları seçmek yerine bize heyecan veren güzel gelişmeleri düşünmek önemli bir fark yaratabilir. Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş arkamızda dururken fırsatlarla dolu bir gelecek önümüzde duruyor.
Güzel şeyler düşündüğümüzde, şanslı olduğumuza inandığımızda ve yapılması gerekeni yaptığımızda isteklerimize daha kolay kavuşabiliriz.
Sevgi ile kalın.
Mert Çuhardaroğlu